Tekrar geliş biletinizi cebinize koyan şehir

Kategori: KİEV
Yazar: DxTravel
Tarihi: 25.07.2018

Uğruna savaşlar çıkan şehirdir Kiev. Tarihi, çatışmalarla anılır. Bir de direnişiyle. Kimseye boyun eğmemiştir, kendisini ziyarete gelenler dışında. Dinyaper Nehri çevresinde dümdüz caddeleri, tarihi havası, hareketli gece hayatı ama en önemlisi de parklarıyla konuklarını selamlar Kiev.
24 Ekim 1917 senesindeki Bolşevik Devrimi sonrasında Çarlık İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla oluşan Sovyetler Birliği’nin Moskova ve St. Petersburg’dan sonra üçüncü büyük kenti olan Kiev, aynı zamanda Kıta Avrupası’nın de en eski şehirlerinden biridir. 

1500 yıl önce kurulan şehir için en iyi tanımlamayı ise Alman yazar Johann Wolfgang von Goethe yapmış: “İçinde parklar olan şehirler gördüm ama parkın içinde bir şehir ilk kez görüyorum.” Lakin sadece yemyeşil parklar değil Kiev’de insanı çeken. Tarih, mimari eğlence ve devrimin her türlü ayrıntısı siner insanın içine Kiev sokaklarında yürürken. 

Andrevski Caddesi’nden geçerken yeni Kiev’i yaşarsınız. Altın Kapı’dan geçerseniz ya da Özgürlük Meydanı’nda durursanız ise eski Kiev’i. Kreshatik Caddesi’nden komünizm kokusu yayılır. Biraz daha derinden dinlerseniz Kiev’i Nikolay Gogol’ün kelimeleri ulaşır kulaklarınıza. Zira Kiev biraz Gogol’dur. Gogol da biraz Kiev. 
Gogol’un en ünlü eseri Ölü Canlar’da Rusya’daki bayağılığı ve boşluğu anlatmak istemiştir Ama Gogol’un doğduğu ülke Ukrayna’da ölü bir anınız geçmez. Ya yeşilliğin içinde bulursunuz kendinizi ya kültürün ya 2. Dünya Savaşı’nın acı izlerinin  ya da belki de unutmanın bir yolu olan eğlencenin.
Türkiye’den 1 saat 50 dakika uçuş uzaklığındaki Kiev, evinizin rahatlığını masal tadında yaşamanıza olanak sağlar. Çünkü tarihsel paylaşımlar Türkiye’yle Ukrayna’yı birbirine bağlar. Damak tadı bile iki ülke için benzer istikamete işaret eder. 

Bir kere gelmek yetmez Kiev’e. Çünkü parklar merhaba der size ama içinizde sönmeyen bir ateşle veda eder bu şehir size. Geri gelmeniz için davetiye ise cebinizde.